Op deze pagina kunt u naast onze eerste clip Güldür Gül,
diverse geluidsopnames beluisteren en live optredens bekijken
die zijn vastgelegd tijdens onze deelname aan verschillende televisieprogramma’s.
De saz (een snaarinstrument) wordt bespeeld
door mijn vader Ali Akyar,
als solist hoort u mij, Gonca Akyar,
en met in ons hart het cultuurrijke Anatolië…
Veel luisterplezier…
De twee liederen “Her Agacın Kurdu Özünden Olur” en “Katipler Oturmus Derdimi Yazar”, die we hierbij achtereenvolgens ten gehore brengen, zijn voorbeelden van alevitische liederen uit Anatolië. Het alevitisme is een filosofie waarin het respect voor de mens en haar ontwikkeling centraal worden gesteld. In beide liederen komen raadgevingen met betrekking tot rechtschapenheid, solidariteit en het vertrouwen in de toekomst terug. En beide liederen zijn van Pir Sultan Abdal; de gerespecteerde volkszanger, -dichter en vrijheidsstrijder, die leefde in de 16de eeuw.*
***
Her Ağacın Kurdu Özünden Olur
Her ağacın kurdu özünden olur
Yiğidin kemliği sözünden olur
El için ağlayan gözünden olur
Ağlayan gözlerim selinden oldu, selinden oldu, selinden oldu
Pir Sultan Pir’inin dâmenin tutar
Gün olur koçyiğit menzile yeter
Havada turnalar çığrışıp öter
Öten telli turnam telinden oldu, telinden oldu, telinden oldu
***
Kâtipler Oturmuş Derdimi Yazar
Kâtipler oturmuş derdimi yazar
Dem bir gelir geçer derman eylenmez
Felek vurdu yıktı burç hisarını
Yel eser savurur harman eylenmez
Bu dünya dediğin bir sınık yaydır, bir sınık yaydır
Ezeli toy düğün, ahiri vaydır
Dört kapılı ulu, hoş bir saraydır
Konan göçer imiş, kalan eylenmez
Abdal Pir Sultan’ım keremlar kâni, keremler kâni
Nereden geliyor canımın canı
Sensin bu gönlümün şahı sultanı
Sensiz bu cesette bu can eylenmez
Liedtekst: Pir Sultan Abdal
___
* Als gevolg van het feit dat de onmisbare figuurlijke betekenis van de liederen onvoldoende tot zijn recht komt bij vertaling van de liedteksten, hebben we bewust gekozen voor het omschrijven van de hoofdthematiek van de zangstukken.
‘Gula Piçûk’ (Kleine Roos) is een Koerdische klaagzang voor een verloren broer/zus. Daarna brengen we het evenzo verdrietige lied ‘Bebek’ (Baby) ten gehore, die gaat over een nomadenmoeder wiens baby wordt weggekaapt door een roofvogel…
***
Gula Piçuk (Kleine Roos)
Ah lo lo par van çağan
Lo lo îsal van çağan
Ah lo lo par van çağan
Lo lo îsal van çağan
Xeribem bra xeribem
Lo lo ez xeribem
Çadır çadır digerim
Meyte gula pıçûk
Lo lo kenağabinim
***
Bebek (Baby)
Deveyi deveye çattım
Çılbırın boynuna attım
Kaynatamdan hicabettim
Nenni, nenni, nenni, nenni oy
Nenni benim küçücüğüm
Nenni de, nenni de, nenni de, nenni, bebek oy
Yekin kara devem yekin
Çanını zilini takın
Bebeğimi daldan sakın
Nenni, nenni, nenni, nenni oy
Nenni benim küçücüğüm
Nenni de, nenni de, nenni de, nenni, bebek oy
Köpekler dağda uluşur
Eltim çadırda gülüşür
Kuzgunlar bebek üleşir
Nenni, nenni, nenni, nenni oy
Nenni benim küçücüğüm
Nenni de, nenni de, nenni de, nenni, bebek oy
Harmancığın kayaları, bebek oy
Çan çalıyor mayaları
Pek mi değdi a bebeğim, bebek oy
Karakuşun sayaları
Nenni de, nenni de, nenni de, nenni
De twee liederen in deze video zijn voorbeelden van het werk van de Anatolische volkszanger en dichter Yunus Emre, die leefde in de 13de eeuw. Hij was een van de discipelen van Taptuk Emre en heeft een belangrijke rol gespeeld in de ontwikkeling en overdracht van het bektashisme in Anatolië. Als we aandachtig naar zijn werk kijken, kunnen we een heldere evolutie en verlichting zien in zijn gedachten over ons bestaan, onze waarde in het universum en de rol die religies spelen in die context. De twee liederen die we in deze video ten gehore brengen, zijn getuigen van die belangrijke ontwikkeling in de geschiedenis…
***
Aşkın Aldı Benden Beni
Aşkın aldı benden beni
Bana seni gerek seni
Ben yanarım dünü günü
Bana seni gerek seni
Ne varlığa sevinirim
Ne yokluğa yerinirim
Aşkın ile avunurum
Bana seni gerek seni
Yunus durur benim adım
Gün geçtikçe artar odum
İki cihanda maksudum
Bana seni gerek seni
Liedtekst: Yunus Emre
***
Dervişlik Baştadır Tacda Değildir
Dervişlik baştadır, tacda değildir
Isılı oddadır, sacda değildir
Eğer bir müminin kalbin yıkarsan
Hakka eylediğin secde değildir
Ararsan Mevla’yı kendinde ara
Kudüs’te, Mekke’de, Hac’da değildir
Kabul et Yunus’un ergen sözünü
Tezcek gelir başa, geç de değildir
Liedtekst: Yunus Emre
Çıktım Yücesine Seyran Eyledim
Ah…
Çıktım yücesine de seyran eyledim
Gönül eğlencesi küstü bulunmaz oy oy
Ah…
Dostlar bizden muhabbetin kaldırmış
Hiçbir ikrarından ahdı bulunmaz oy oy
Ah…
Hani benim ile de lokma yiyenler
Canı başı da dost yoluna koyanlar oy oy cananım
Sen ölmeden de ben ölürüm diyenler
Dostlar da geriye kaçtı bulunmaz oy oy
***
Şu Kanlı Zalimin Ettiği İşler
Şu kanlı zalimin ettiği işler
Garip bülbül gibi zar’alar beni
Yağmur gibi yağar başıma taşlar
İlle dostun bir fiskesi yaralar beni, beni
Oy beni, beni, beni
Dost beni, beni, beni
Can beni, beni, beni
Dar günümde dost düşmanım bell’oldu
Bir derdim varısa şimdi ell’oldu
Ecel fermanı boynuma takıldı
Gerek asa, gerek vuralar beni, beni, beni
Oy beni, beni, beni
Dost beni, beni, beni
Can beni, beni, beni
Pir Sultan Abdal’ım can göğe ağmaz
Haktan emr’olmazsa ırahmet yağmaz
Şu ellerin taşı hiç bana değmez
İlle dostun bir tek gülü yaralar beni, beni
Oy beni, beni, beni
Dost beni, beni, beni
Can beni, beni, beni
Liedtekst: Pir Sultan Abdal
‘Gula Piçûk’ (Kleine Roos) is een Koerdische klaagzang voor een verloren broer/zus. Daarna brengen we het evenzo verdrietige lied ‘Bebek’ (Baby) ten gehore, die gaat over een nomadenmoeder wiens baby wordt weggekaapt door een roofvogel…
***
Gula Piçuk (Kleine Roos)
Ah…
Oy, oy geçen sene bu çağlar (zamanlar)
Oy, oy bu sene aynı çağlar (zamanlar)
Garibim kardeş, garibim (kimsesizim, yalnızım, yabancıyım)
Oy, oy ben garibim
Çadır çadır gezerim (dolaşırım, aranırım)
Küçük gülün ölüsünü (meyt = ölü, ceset, naaş / meyta = ölüsü, cesedi, naaşı)
Oy, oy seni bulamam-bulamıyorum
***
Bebek (Baby)
Deveyi deveye çattım
Çılbırın boynuna attım
Kaynatamdan hicabettim
Nenni, nenni, nenni, nenni oy
Nenni benim küçücüğüm
Nenni de, nenni de, nenni de, nenni, bebek oy
Yekin kara devem yekin
Çanını zilini takın
Bebeğimi daldan sakın
Nenni, nenni, nenni, nenni oy
Nenni benim küçücüğüm
Nenni de, nenni de, nenni de, nenni, bebek oy
Köpekler dağda uluşur
Eltim çadırda gülüşür
Kuzgunlar bebek üleşir
Nenni, nenni, nenni, nenni oy
Nenni benim küçücüğüm
Nenni de, nenni de, nenni de, nenni, bebek oy
Harmancığın kayaları, bebek oy
Çan çalıyor mayaları
Pek mi değdi a bebeğim, bebek oy
Karakuşun sayaları
Nenni de, nenni de, nenni de, nenni
Serçeşme
Yaşanılası dünyanın
Ne tadı ne tuzu kaldı
Ömür denen şu zamanın
Çoğu gitti azı kaldı
Çalışmadan yiyenlerin
Derimizi giyenlerin
Nice benim diyenlerin
Ne izi ne tozu kaldı
Çürük ökçe, yırtık taban
Kurdu kuşu ettik çoban
Gariban daha gariban
Ne çulu ne bezi kaldı
Bizden geçinen kalleşler
Döner gelir bizi taşlar
Sıvıştı yâren yoldaşlar
Ne sözü ne özü kaldı
Cahiller kendini aklar
Kâmiller özünü yoklar
Kurudu çaylar ırmaklar
Serçeşmenin gözü kaldı
Dertli Divani’nin varı
Canandır canın öz yâri
Geçti bu devrin baharı
Ne yazı ne güzü kaldı
Liedtekst & muziek: Dertli Divani
Dit lied is eigenlijk onderdeel van het theaterstuk ‘De Moeder’, geschreven door Bertolt Brecht op basis van de gelijknamige roman van Maksim Gorki. het lied benadrukt het feit dat verandering nodig en mogelijk is door collectief verzet tegen onderdrukking.
***
Boşa Didinmek Fayda Vermez
Boşa didinmek fayda vermez
Her geçen gün daha beter dünden
Böyle gelmiş, böyle gitmez
Sömürü, zulüm devam etmez
Boşa didinmek fayda vermez
Her geçen gün daha beter dünden
Kaldırmadıkça başlarımızı
Sefaletimiz bitmez
Kaldırmadıkça başlarımızı
Sefaletimiz bitmez
Elindeki bu boş tencere
Dolar mı kendi kendine
Eğer razı olursan sen
Kendi kötü kaderine
Elindeki bu boş tencere
Dolar mı kendi kendine
Kaldırmadıkça başlarımızı
Sefaletimiz bitmez
Kaldırmadıkça başlarımızı
Sefaletimiz bitmez
Tekst: Bertolt Brecht
Muziek: Sarper Özsan
Şu Kanlı Zalimin Ettiği İşler
Şu kanlı zalimin ettiği işler
Garip bülbül gibi zar’alar beni
Yağmur gibi yağar başıma taşlar
İlle dostun bir fiskesi yaralar beni, beni
Oy beni, beni, beni
Dost beni, beni, beni
Can beni, beni, beni
Dar günümde dost düşmanım bell’oldu
Bir derdim varısa şimdi ell’oldu
Ecel fermanı boynuma takıldı
Gerek asa, gerek vuralar beni, beni, beni
Oy beni, beni, beni
Dost beni, beni, beni
Can beni, beni, beni
Pir Sultan Abdal’ım can göğe ağmaz
Haktan emr’olmazsa ırahmet yağmaz
Şu ellerin taşı hiç bana değmez
İlle dostun bir tek gülü yaralar beni, beni
Oy beni, beni, beni
Dost beni, beni, beni
Can beni, beni, beni
Liedtekst: Pir Sultan Abdal
Bu Nasıl İstanbul
Bu nasıl İstanbul zından içinde
Kayboluverdi gecem gündüzüm
Bu nasıl İstanbul zından içinde
Bawo, bawe, bawo… Yattığımız yerde güller bitecek
Gün ışıyıp gelir sabret, bu bizim
Yattığımız yerde güller bitecek
Bawo, bawe, bawo…
Liedtekst & muziek: Ruhi Su
Yiğidim Aslanım
Şu sılanın ufak tefek yolları
Ağrıdan sızıdan tutmaz elleri
Tepeden tırnağa şiir gülleri
Yiğidim aslanım burda yatıyor
Bugün efkârlıyım, açmasın güller
Yiğidimden kara haber verirler
Demirden döşeği, taştan sedirler
Yiğidim aslanım burda yatıyor
Ne bir haram yedin, ne cana kıydın
Ekmek kadar temiz, su gibi aydın
Hiç kimse duymadan hükümler giydin
Yiğidim aslanım burda yatıyor
Gedicht: Bedri Rahmi Eyüboğlu
Muziek: Zülfü Livaneli
Derman Sendedir
Vakt-i seherde
Açılır perde
Düştüğün yerde
Derman Sendedir
Düşmüşüm kaldır
Mihnetim oldur
Ağlarım güldür
Derman sendedir
Benim biçare
Kaldım avare
Yürek pür yare
Derman sendedir
Liedtekst: Derviş Himmet
Muziek: Lütfü Gültekin
De introductie van ons optreden tijdens de herdenking van het Bloedbad van Sivas, bestond ook uit een Nederlands deel, die helaas bij de montage voor de televisie-uitzending uiteindelijk is weggeknipt. Hierbij alsnog:
“Beste vrienden,
Ik wil jullie allemaal hartelijk danken voor jullie aanwezigheid en steun bij de herdenking van alle dierbare mensen, waaronder veel kunstenaars, musici en intellectuelen, die met medeweten van de staat zijn vermoord tijdens het bloedblad van Sivas.
We herdenken, opdat er een eind komt aan alle wreedheden en geweld. Aan discriminatie en uitsluiting. Aan politieke vervolgingen en onrecht.
En bovenal, omdat we allemaal gelukkig en vredig willen leven in dit universum.
Dank u wel.”
***
Aygün’ün Vasiyeti (Het Testament van Aygün)
Mezarımı yüksek yapın
Yar gelende gölgelene
Yitirsem de ben bu canımı
El yanında göğsün geçirme
Plaats mijn graf op een hoge plek
Zodat mijn geliefde kan schuilen in z’n schaduw wanneer hij/zij komt
Zucht niet in het bijzijn van vreemden
Zelfs als ik mijn leven laat
Liedtekst: Savaş Ezgi
Muziek: Grup Yorum
***
Ninni Çocuk (Rust Zacht M’n Kindje)
Ne oldu çocuk sana, yok olup gittin birden
Nasıl kıydılar sana, ne zor büyüttüm seni ben
Ninni çocuk, uyu çocuk
Ölüm yalan, dön gel çocuk
Zincirlerde çiçek açmış, ellerinin yarası
Sevgisiz kefensiz kaldın, soğuktur şimdir orası
Ninni çocuk, uyu çocuk
Ölüm yalan, dön gel çocuk
En kolay katlanılan başkasının acısı
Ben anayım ağzımdaki tükürdüğün kan tadı
Ninni çocuk, uyu çocuk
Ölüm yalan, dön gel çocuk
Liedtekst & muziek: Leman Sam
Bu Gala Daşlı Gala (Dağlara Çem Düşende)
Dağlara çem düşende
Bülbüle gam düşende
Ruhum bedenden oynar
Yâdıma sen düşende
Bu gala daşlı gala
Cıngıllı daşlı gala
Korkaram yâr gelmeye
Gözlerim yaşlı gala
Kızıl gül olmayaydı
Sararıp solmayaydı
Bir ayrılık, bir ölüm
Heçbiri olmayaydı
Ağ Elime Mor Kınalar Yaktılar
Ağ elime mor kınalar yaktılar
Kaderim yok gurbet ele sattılar
On iki yaşımda gelin ettiler
Ağlar ağlar gözyaşımı silerim of of
Merdivenden indim indim yıkıldım
Mevla’m izin verdi yine dikildim
Her çiçekten aldım aldım takındım
Kırmızı gül sende kaldı tamahım of of
Yüce dağ başında asmalı pınar
Asması kurumuş suları kurlar
Kalındı süpürge çaldığım evler
Başım alıp gurbet ele giderim of of
Büyü
Büyü de baban sana, büyü de büyü
Acılar alacak, yokluklar alacak, büyü de baban sana
Büyü de baban sana, büyü de büyü
Bitmez işsizlikler, açlıklar alacak, büyü de baban sana
Büyü de baban sana, büyü de büyü
Baskılar, işkenceler, kelepçeler, gözaltılar, zindanlar alacak
Büyü de baban sana, büyü de büyü
Büyüyüp de on yedine geldiğinde baban sana idamlar alacak
Gedicht: Gülten Akın
Muziek: Grup Yorum
Bulutlar Adam Öldürmesin
Analardır adam eden adamı
Aydınlıklardır önümüzde gider
Sizi de bir ana doğurmadı mı
Analara kıymayın efendiler
Bulutlar adam öldürmesin
Koşuyor altı yaşında bir oğlan
Uçurtması geçiyor ağaçlardan
Siz de böyle koşmuştunuz bir zaman
Çocuklara kıymayın efendiler
Bulutlar adam öldürmesin
Gelinler aynada saçını tarar
Aynanın içinde birini arar
Elbet böyle sizi de aradılar
Gelinlere kıymayın efendiler
Bulutlar adam öldürmesin
Gedicht: Nâzım Hikmet Ran
Muziek: Kerem Güney
Gel Benim Derdime Bir Derman Eyle
Gel benim derdime bir derman eyle
Âlemler derdine derman olansın, derman olansın
Özümün hükmüne bir ferman eyle
Âlemler hükmüne ferman olansın
Pir Sultan Abdal’ım meydanda merdim
Her nere baktımsa Şah’ımı gördüm, Şah’ımı gördüm
Seherde tesbihim, evradım, virdim
Garip gönüllere mihman olansın
Liedtekst: Pir Sultan Abdal
Barış Güvercini (Vredesduif)
Dostluklar kurulsun insanlar gülsün
Barış güvercini uçsun dünyada
Yok olsun kötülük düşmanlık ölsün
Barış güvercini uçsun dünyada
Dostluklar kurulsun insanlar gülsün
Son bulsun savaşlar kimse ölmesin
Dünya cennet olsun yaşasın insan
Gelin barışalım dökülmesin kan
Son bulsun savaşlar kesilsin figan
Barış güvercini uçsun dünyada
Dostluklar kurulsun insanlar gülsün
Son bulsun savaşlar kimse ölmesin
İnsancıl insanlar barıştan yana
Ancak zalim olan kıyar insana
Barış aşkı yayılmalı cihana
Barış güvercini uçsun dünyada
Dostluklar kurulsun insanlar gülsün
Son bulsun savaşlar kimse ölmesin
Nesimi der ki ey füze yapanlar
Acımasız, zalim, cana kıyanlar
Bırak ey yaşasın bütün insanlar
Barış güvercini uçsun dünyada
Dostluklar kurulsun insanlar gülsün
Son bulsun savaşlar kimse ölmesin
Liedtekst & muziek: Nesimi Çimen
Nefes
Zahit bizi tan eyleme
Hak ismin okur dilimiz
Sakın efsane söyleme
Hazrete varır yolumuz
Sayılmayız parmağ ile
Tükenmeyiz kırmağ ile
Taşramızdan sormağ ile
Kimse bilmez ahvâlimiz
Erenlerin birdir yolu
Cümlesine dedik beli
Gören bizi sanır deli
Usludan yeğdir delimiz
Muhyi sana ola himmet
Aşık isen câna minnet
Cümle âlemlere rahmet
Saçar şu yoksul elimiz
Liedtekst: Muhyi
Şifa İstemem Balından
Şifa istemem balından
Bırak beni bu halımdan
Razıyım açan gülünden
Yeter dikenin batmasın
Yeter dikenin batmasın
Gece gündüz bu hizmetin
Şefaatin kerametin
Senin olsun hoş sohbetin
Yeter huzurum gitmesin
Taşa değmesin ayağın
Lale sümbül açsın bağın
İstemem metheylediğin
Yeter arkamdan atmasın
Yeter arkamdan atmasın
Kolay mı gerçeğe ermek
Dost bağından güller dermek
Orda kalsın değer vermek
Yeter ucuza satmasın
Sonu yoktur bu virdimin
Dermanı yoktur derdimin
İstemem ilaç yardımın
Yeter yakamdan tutmasın
Yeter yakamdan tutmasın
Nesimi’yem vay başıma
Kanlar karıştı yaşıma
Yağın gerekmez aşıma
Yeter zehirin katmasın
Liedtekst & muziek: Nesimi Çimen
Derdim Çoktur Hangisine Yanayım
Derdim çoktur hangisine yanayım
Yine tazelendi yürek yarası
Ben bu derde nerde derman bulayım
Meğer dost elinde ola çaresi
Efendim efendim benim efendim
Benim bu derdime derman efendim
Türlü donlar giymiş gülden naziktir
Bülbül cevreyleme güle yazıktır
Çok hasretlik çektim bağrım eziktir
Güle güle gelir canlar paresi
Efendim efendim benim efendim
Benim bu derdime derman efendim
Benim uzun boylu serv-i çınarım
Yüreğime bir od düştü yanarım
Kıblem sensin yüzüm sana dönerim
Mihrabımdır kaşlarının arası
Efendim efendim benim efendim
Benim bu derdime derman efendim
Pir Sultan’ım katı yüksek uçarsın
Selamsız sabahsız gelir geçersin
Aşk-ı muhabbetten niye kaçarsın
Böyle midir yolumuzun töresi
Efendim efendim benim efendim
Benim bu derdime derman efendim
Liedtekst: Pir Sultan Abdal
Bron: Ali Ekber Çiçek
Kul Olayım Kalem Tutan Ellere
Kul olayım kalem tutan ellere
Kâtip arzuhalım yaz Şah’a böyle
Şekerler ezeyim şirin dillere
Kâtip arzuhalım yaz Şah’a böyle
Güzelim ey, birtanem ey, hey
Sivas ellerinde sazım çalınır
Çamlı beller bölük bölük bölünür
Dosttan ayrılmışam bağrım delinir
Kâtip arzuhalım yaz Şah’a böyle
Güzelim ey, birtanem ey, hey
Pir Sultan Abdal’ım ey Hızır Paşa
Gör ki neler gelir sağ olan başa
Bizi hasret koydun kavim gardaşa
Kâtip arzuhalım yaz Şah’a böyle
Güzelim ey, birtanem ey, hey
Liedtekst: Pir Sultan Abdal
Gelijkheidsstrijd, gevangenschap en gemis liggen verborgen in het gedicht ‘İçerde’ van de gerespecteerde dichter Ahmed Arif, waarvan wij in deze passage de laatste regel ten gehore brengen: “De lente is geboren op de bergen van mijn land…”*
***
İçerde
Haberin var mı taş duvar?
Demir kapı, kör pencere,
Yastığım, ranzam, zincirim,
Uğruna ölümlere gidip geldiğim,
Zulamdaki mahzun resim,
Haberin var mı?
Görüşmecim, yeşil soğan göndermiş,
Karanfil kokuyor cıgaram
Dağlarına bahar gelmiş memleketimin…
Gedicht: Ahmed Arif
Muziek: Rahmi Saltuk
___
* Als gevolg van het feit dat de onmisbare figuurlijke betekenis van het gedicht onvoldoende tot zijn recht komt bij vertaling van het dichtstuk, hebben we bewust gekozen voor het omschrijven van de hoofdthematiek ervan.
In deze passage brengen we de eerste strofe ten gehore van het gedicht ‘Güle Reyhan Ekerim’ van de dichter Hasan Hüseyin. In het gedicht wordt het gemis verwoord van een geliefde die in de strijd voor burgerrechten is gedood. De muziek is gecomponeerd door Lütfü Gültekin.*
***
Güle Reyhan Ekerim
Güle reyhan ekerim
Çörtenden su çekerim
Gidenim dönsün diye
Yastığa yaş dökerim
Yoncalar biçildi mi
Mor çiçek seçildi mi
Bu nasıl dünya böyle
Sevgiden geçildi mi
Serçe kuşu serçecik
Bilekleri incecik
Yiğidimi vurdular
Uzun boylu gencecik
Sudur akar durulur
Yeldir eser yorulur
Hak diyenin koluna
Kelepçe mi vurulur
Gedicht: Hasan Hüseyin
Muziek: Lütfü Gültekin
___
* Als gevolg van het feit dat de onmisbare figuurlijke betekenis van het gedicht onvoldoende tot zijn recht komt bij vertaling van het dichtstuk, hebben we bewust gekozen voor het omschrijven van de hoofdthematiek ervan.
Telli Turnam
Telli turnam selam götür
Sevdiğimin diyarına
Üzülmesin, ağlamasın
Belki gelirim yarına, cananıma
Hasret kimseye kalmasın
Sevdalılar ayrılmasın
Ben yandım, eller yanmasın
Sevdanın aşkın nârına, cananıma
Gönüle hasret yazıldı
Sevgiye mezar kazıldı
İki damla yaş süzüldü
Gözlerimin pınarına, cananıma
Hasret kimseye kalmasın
Sevdalılar ayrılmasın
Ben yandım, eller yanmasın
Sevdanın aşkın nârına, cananıma
Liedtekst & muziek: Musa Eroğlu
Een door een havik verwonde kraanvogel vraagt in dit lied aan degene die haar gevonden heeft, om haar wonden niet aan te raken. Nadat ze genezen is, zal de kraanvogel vastberaden verdergaan met haar tocht, hoewel ze weet dat ze op haar weg nieuwe roofvogels tegen zal kunnen komen…*
***
Allı Turnam Gelmiş Yoldan Yorulmuş
Allı tunam gelmiş yoldan yorulmuş
Vay gidi baba bu vay
Şahin vurmuş kanatları kırılmış
Vay gidi baba bu vay
Yarama vurma
Benden yâre selam söyle turnam hey
Vay gidi baba bu vay
Yarama vurma
Turnam nerden gelir arştan Maraş’tan
Vay gidi baba bu vay
Kanadın ıslanmış yağmurdan yaştan
Vay gidi baba bu vay
Yarama vurma
Turnam korkmaz mısın alıcı kuştan
Vay gidi baba bu vay
Yarama vurma
___
* Als gevolg van het feit dat de onmisbare figuurlijke betekenis van het gedicht onvoldoende tot zijn recht komt bij vertaling van het dichtstuk, hebben we bewust gekozen voor het omschrijven van de hoofdthematiek ervan.
De twee liederen ‘Her Ağacın Kurdu Özünden Olur’ en ‘Kâtipler Oturmus Derdimi Yazar’, die we hierbij achtereenvolgens ten gehore brengen, zijn voorbeelden van alevitische liederen uit Anatolië. Het alevitisme is een filosofie waarin het respect voor de mens en haar ontwikkeling centraal worden gesteld. In beide liederen komen raadgevingen met betrekking tot rechtschapenheid, solidariteit en het vertrouwen in de toekomst terug van Pir Sultan, de gerespecteerde volkszanger, -dichter en vrijheidsstrijder, die leefde in de 16de eeuw.*
***
Her Ağacın Kurdu Özünden Olur
Her ağacın kurdu özünden olur
Yiğidin kemliği sözünden olur
El için ağlayan gözünden olur
Ağlayan gözlerim selinden oldu, selinden oldu, selinden oldu
Pir Sultan Pir’inin dâmenin tutar
Gün olur koçyiğit menzile yeter
Havada turnalar çığrışıp öter
Öten telli turnam telinden oldu, telinden oldu, telinden oldu
***
Kâtipler Oturmuş Derdimi Yazar
Kâtipler oturmuş derdimi yazar
Dem bir gelir geçer derman eylenmez
Felek vurdu yıktı burç hisarını
Yel eser savurur harman eylenmez
Bu dünya dediğin bir sınık yaydır, bir sınık yaydır
Ezeli toy düğün, ahiri vaydır
Dört kapılı ulu, hoş bir saraydır
Konan göçer imiş, kalan eylenmez
Abdal Pir Sultan’ım keremlar kâni, keremler kâni
Nereden geliyor canımın canı
Sensin bu gönlümün şahı sultanı
Sensiz bu cesette bu can eylenmez
___
* Als gevolg van het feit dat de onmisbare figuurlijke betekenis van de liederen onvoldoende tot zijn recht komt bij vertaling van de liedteksten, hebben we bewust gekozen voor het omschrijven van de hoofdthematiek van de zangstukken.
Dit lied, van de volkszanger en -dichter Hatayi, stamt uit de 15de eeuw en is een kenmerkend voorbeeld van de alevitische liederen uit Anatolië. Het alevitisme is een filosofie waarin het respect voor de mens en haar ontwikkeling centraal worden gesteld.
In het lied wordt de wens tot het vergroten van vrede, begrip en respect tussen mensen op deze wereld uitgesproken.*
***
Güldür Gül
Bugün ben Pir’imi gördüm
Pir’in cemali güldür gül
Eğildim yüzümü sürdüm
Pir’in eteği güldür gül
Gülden terazi yaparlar
Gülü gül ile tartarlar
Gül alırlar gül satarlar
Çarşı pazarı güldür gül
Gülden değirmeni döner
Onun ile gül öğülür
Akar arkı döner çarkı
Bendi pınarı güldür gül
Gel ha gel ha can Hatayı’m
Dostun nefesi güldür gül
Şu öten garip bülbülün
Derdi figanı güldür gül
___
* Als gevolg van het feit dat de onmisbare figuurlijke betekenis van de liederen onvoldoende tot zijn recht komt bij vertaling van de liedteksten, hebben we bewust gekozen voor het
omschrijven van de hoofdthematiek van de zangstukken.
‘Ali Nur Semahı’, ‘Turnalar Semahı’ en ‘Alçakta Yüksekte Yatan Erenler’ zijn drie voorbeelden van liederen die de motieven van het alevitisme uit Anatolië in zich dragen. In de alevitische filosofie worden het respect voor de mens en haar ontwikkeling centraal gesteld. In deze drie liederen komen raadgevingen naar voren met betrekking tot bewustwording van onrechtvaardigheden, solidariteit en een vol vertrouwen in een gelijkwaardige toekomst voor alle mensen op de wereld. De zangstukken zijn van Pir Sultan; de gerespecteerde volkszanger, -dichter en vrijheidsstrijder, die leefde in de 16de eeuw.*
***
Ali Nur Semahı
Ali Nurdur, Ali Nur
Nenni, nenni, nenni
Muhammed Nur, Ali Nur
Bunca yıldır, bunca yıl
Nenni, nenni, nenni
Muhammed Nur, Ali Nur
Uyanır mı halkımız
Nenni, nenni, nenni
Böyle dur ha böyle dur
***
Turnalar Semahı
Uyurken üstüme gelen yoldaşlar
Gafil aç gözünü haydi, haydi, haydi, uyan dediler
Serseri kalma bu cihan içinde
Yürü bir gerçeğe hey can dediler
Turnalar, turnalar, telli turnalar
Semah edenler de dosta gidenler
Dosttan bir elma geldi
Elma ne güzel elma
İçi turunç, dışı turunç, ne güzel elma
Eğlenin turnalar, ben de varayım
Haber sorayım, yoldaş olayım
Uyandım uykudan açtım gözümü
Kulak verdim gördüm canım, canım, canım
Döndüm yüzümü
Bir aydınlık aldı kara yazımı
Yürü şimdi korkma hey can dediler
Turnalar, turnalar, telli turnalar
Semah edenler de dosta gidenler
Dosttan bir elma geldi
Elma ne güzel elma
İçi turunç, dışı turunç, ne güzel elma
Eğlenin turnalar, ben de varayım
Haber sorayım, yoldaş olayım
Hey dost, hey dost
Hey dost, hey dost
Boş kadehler dolu olacak zamandır
Yardımcımız belli olacak zamandır
Yürüyelim şimdiden sonra uğurdur
Aslını yitiren koşar, seğirtir
Dost bende yareler türlü türlüdür
Senin aşkın bana hey dost çağırtır
Hey dost, hey dost
Hey dost, hey dost
Hey dost, hey dost
***
Alçakta Yüksekte Yatan Erenler
Alçakta yüksekte yatan erenler
Dost, dost, dost, dost
Alçakta yüksekte yatan erenler
Yok mu mürvetiniz
Aldı dert beni
Başım alıp hangi yere gideyim
Gittiğim yerlerde, dost, buldu dert beni
Oturup benimle ibadet kıldı
Dost, dost, dost, dost
Oturup benimle ibadet kıldı
Yalan söyledi de yüzüme güldü
Yalın kılıç olup üstüme geldi
Çaldı bölük bölük, dost, böldü dert beni
Abdal Pir Sultan’ım gönlüm hastadır
Dost, dost, dost, dost
Abdal Pir Sultan’ım gönlüm hastadır
Kimseye diyemem gönlüm yastadır
Bilmem deli m’oldu, bilmem ustadır
Şöyle bir sevdaya, dost, saldı dert beni
___
* Als gevolg van het feit dat de onmisbare figuurlijke betekenis van de liederen onvoldoende tot zijn recht komt bij vertaling van de liedteksten, hebben we bewust gekozen voor het omschrijven van de hoofdthematiek van de zangstukken.
Het lied ‘Ah Bir Ataş Ver’ komt uit Izmir en draagt daardoor de motieven uit West-Turkije in zich. Het bestaat oorspronkelijk uit twee coupletten, waarvan wij hier het eerste ten gehore brengen. Liefde, heimwee en moed vormen de hoofdonderwerpen van het zangstuk.*
***
Ah Bir Ataş Ver
Ah bir ataş ver cigaramı yakayım
Sen salın gel ben boyuna bakayım
Uzun olur gemilerin direği
Ah çatal olur efelerin yüreği
(…)
___
Aansluitend volgt het lied “Evlerinin Önü Mersin”, welke afkomstig is uit het district Isparta in het Zuid-Westen van Turkije. In het lied wordt het verlangen naar een geliefde verwoord.*
***
Evlerinin Önü Mersin
Evlerinin önü mersin
Ah sular içme kadınım tersin, tersin
Ah sular içme bidanem (birtanem) tersin, tersin
Mevlâm seni bana versin
Al hançeri kadınım vur ben öleyim
Ah kapınızda bidanem (birtanem) kul ben olayım
Evlerinin önü susam
Ah su bulsam da kadınım yüzümü yusam
Ah su bulsam da bidanem (birtanem) yüzümü yusam
Alsam seni sevsem dursam
Al hançeri kadınım vur ben öleyim
Ah kapınızda bidanem (birtanem) kul ben olayım
___
* Als gevolg van het feit dat de onmisbare figuurlijke betekenis van de liederen onvoldoende tot zijn recht komt bij vertaling van de liedteksten, hebben we bewust gekozen voor het omschrijven van de hoofdthematiek van de zangstukken.